Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı: "Asya-Pasifik Serbest Ticaret Anlaşması bir hayat öpücüğü"

Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Yüksek Lisans Programı Öğretim Görevlisi ve Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı, kasımda imzalanan Asya-Pasifik Ülkeleri Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nı (RCEP) Kurumsal İletişim Ofisi’ne değerlendirdi. Dr. Atlı, bu anlaşmadan uzun vadede siyasi ve ekonomik olarak en fazla Çin’in kazançlı çıkacağını belirtirken, RCEP'nin salgın döneminde bölge ülkeleri için bir hayat öpücüğü olacağını söyledi.

Dr. Altay Atlı

Asya-Pasifik ülkeleri arasında dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması kasım ayının ortalarında imzalandı. Yaklaşık 8 yıl süren müzakerelerin ardından sonuca oluşan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP) Asya-Pasifik bölgesinde şu ana kadar yapılanların en kapsamlısı olarak kabul ediliyor. Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Yüksek Lisans Programı Öğretim Görevlisi ve Asya Çalışmaları Merkezi Uzmanı Dr. Altay Atlı, RCEP’nin en çok Çin’in elini güçlendirdiğini vurgulayarak, “Böylelikle Çin, ABD Başkanı Trump’ın kendisine karşı attığı ekonomik adımların anti-tezini bölgede somutlaştırmış oldu. Bu anlaşmadan uzun vadede en fazla kazanacak ülke Çin olacak” diye konuşuyor. Dr. Altay Atlı’nın anlaşmayla ilgili analizleri şöyle:

“HEMEN İŞLERLİK KAZANMAZ”

Anlaşmaya 15 Asya-Pasifik ülkesi dahil oldu. ASEAN üyeleri arasında zaten ekonomik anlaşmalar yürürlükteydi. Şimdi Çin, Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda da yeni anlaşmaya katıldı. 2019’da ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları şiddetlenirken, bunun üzerine bir de Koronavirüs salgınının ekonomik etkileri geldi. Dünyada korumacılık, ekonomik izolasyon ile ticaret savaşlarının arttığı bir dönemde, serbest ticareti öne çıkaran böyle bir anlaşmanın imzalanabiliyor olması çok dikkat çekici. RCEP, bölge ülkelerine bir hayat öpücüğü verecek. Ancak anlaşma bugünden yarına hemen işlerlik kazanamayacak, ülkelerin kendi içlerinde de atacağı adımlar var. Uzun vadede etkilerini göreceğiz.

“ABD’NİN TEZLERİ GERİDE KALDI”

Tüm bunlar yaşanırken sıkça sorulan soruysa: "ABD’nin tutumu ne olacak?" Aslında ABD’nin Başkan Obama döneminde başlattığı Trans Pasifik Ticaret Anlaşması girişimi vardı. Obama dönemindeki büyük çapta tamamlanan bu anlaşma, RCEP'ye çok benziyordu. Ancak şimdi ABD bu yeni anlaşmada yok ve Çin böylelikle çok büyük bir güç kazanmış oldu. ABD dışarda bırakıldığı için uzun vadede bundan en fazla kazanç elde edecek ekonomi de o olacak. Çin, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisine karşı geliştirdiği dışlayıcı politikasının antitezini bu anlaşma sayesinde somutlaştırmayı başardı. Ayrıca bu çapta çok taraflı bir anlaşma Çin tarihinde de ilk kez imzalandı.

“JAPONYA VE ÇİN İŞBİRLİĞİ DİKKAT ÇEKİCİ”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ABD’nin güdümünde hazırlanan anayasada da Japonya’nın bir ordu kurmasının önüne geçildi. Şu anda Japonya’da bir ordu olmasına rağmen, başka adlarla anılıyor, "ordu" denmiyor. Savaş sonrasında ABD, Japonya’nın güvenliğini sağladı. Ancak artık Japonya kendi güvenliğini sağlamak için yeni adımlar atıyor. Çin ile Japonya'nın ilişkileri hiçbir zaman iyi olmadı. Fakat bu anlaşma, Çin ile Japonya arasında, denizler gibi bazı konularda çatışmalar sürse de, güçlü bir serbest ticaretin de önünü açıyor. RCEP, dünyanın en büyük ekonomik güçleri arasında yeni işbirliklerinin kurulması açısından da dikkat çekici.

“AVUSTRALYA VE ÇİN GERİLİMİ DEVAM EDEBİLİR”

Anlaşmaya Avustralya ve Yeni Zelanda da dahil oldu. Bu iki ülke politik açından ABD'ye oldukça yakın olmasına rağmen, Çin ile çok büyük ticari iliişkileri söz konusu. Özellikle Çin ve Avustralya arasında durum böyle. RCEP, bu iki ülke arasındaki ticareti daha da geliştirecek olsa da, Çin yönetimi, Avustralya’yı geçen haftalarda uyardı. Çin, bunun siyasi sorunları ortadan kaldırmayacağını hatırlattı. Avustralya’nın nasıl bir tavır alacağını göreceğiz ancak Avustralya’nın ABD taraftarı politikası devam ederse, gerilim sürecektir.

“HİNDİSTAN KENDİNİ KORUMAK İÇİN DAHİL OLMADI”

Böyle bir anlaşmaya Hindistan’ın dahil olmaması da dikkat çekici. Hindistan ve Çin arasında özellikle sınır konusunda büyük siyasi problemler var. Ama bunların anlaşmanın dışında kalmasının tek sebebi olduğunu düşünmüyorum. Çin dünyanın imalat sanayisinde en büyük gücü konumunda ama son yıllarda Hindistan da bu konuda çok önemli bir yol aldı. Hindistan, bu anlaşmadan Çin’in çok karlı çıkacağını biliyor ve özellikle ucuz iş gücüyle geliştirdiği imalat gücünü de kaybetmek istemiyor. Bunu korumak ve Çin’in bölgesel etkisini kırmak için anlaşmanın dışında kaldığını düşünüyorum.

Asya-Pasifik Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP) nedir?

ASEAN üyeleri Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam ile birlikte Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda arasında 8 yıl süren müzakerelerin ardından imzlanan RCEP,  serbest ticareti daha da geliştirmeyi hedefliyor. Dünya nüfusunun 2.1 milyarını ve küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30'unu kapsayan anlaşmaya göre, ülkeler arasında uygulanan gümrükler kademeli olarak azaltılacak. Ortak ticaret kuralları sayesinde lojistik kolaylaştırılacak. Anlaşma ticaret, hizmetler, yatırımlar, e-ticaret, telekomünikasyon ve telif hakları gibi alanları kapsıyor.

 

 

*/
  • Dr. Altay Atlı